Galatasaray’da son haftaların tartışılan isimlerinden biri olan Kerem Demirbay, Alman basınına bir röportaj verdi. Yıldız oyuncu birbirinden çarpıcı sözler kullandı. İşte yanıtları:

– Galatasaray’ın büyüklüğünü nasıl açıklarsınız?

“Kulübün büyüklüğünü ve taraftar kitlesini Real Madrid ile karşılaştırabilirsiniz. Galatasaray mutlak kazanan bir kulüp. Her şey şampiyonluklar ve kupalarla ilgili. Kazanmak, kazanmak, kazanmak. Bunu her gün hissedebilirsiniz.”

– İlk sezonunuzda lig şampiyonluğunu kazandınız. Kutlamalar nasıldı?

“Bunu tanım edecek söz yok. Daha evvel hiç bu türlü bir şey yaşamamıştım. Kulüp ne kadar büyükse partiler de o kadar büyük. Konya’da şampiyonluğu garantiledikten sonra uçakla İstanbul’a döndük. İdman alanında 30.000 taraftar bizi sabahın 4’ünde havai fişek şovlarıyla karşıladı. Sonraki gün İstanbul’u otobüsle dolaştık. Ve sonra da stadyumumuzda kutlama yaptık.”

– O an nasıldı?

“Her oyuncunun bir müziği vardı. Benim çok yavaş ve ağır bir müziğim vardı. Kolumda iki çocuğumla tünelden çıktığımda bütün stadyum müziğe eşlik etti. Tüm bedenim tüylerim diken diken olmuştu. Bunu asla unutmayacağım.”

– Galatasaray, Fener ya da Beşiktaş: En gürültülü taraftar hangisi?

“Gürültülü, daha gürültülü, Galatasaray. Olağan ki öbür taraftarlar da gürültülü lakin en gürültülüsü Galatasaray taraftarı.”

– Pekala sportif açıdan: Galatasaray Bundesliga’yı kaçıncı sırada bitirir?

“Bundesliga’da oynayacak olsaydık birçok kulüp titremek zorunda kalırdı. Katiyetle en yeterli kulüplerden biri olurduk. Bayern, Galatasaray, Leverkusen, Leipzig, Dortmund: Bence sonuçta tablo bu türlü olurdu. Bilhassa ekip genelinde acımasız bir kaliteye sahibiz. Victor Osimhen çıkarsa Michy Batshuayi girer. Lucas Torreira çıkarsa Kerem Demirbay giriyor.”

– Son vakitlerde çoğunlukla yedek kalıyordun. Gruptaki rolünü nasıl tanımlıyorsun?

“Geçen yıl evvel ailemin yanına yerleşmem gerekiyordu. Bu biraz vakit aldı. Fakat o vakitten beri burada önder bir oyuncu haline geldim. Artık kulüpte büsbütün hürmet duyulan ve kişilikli biriyim. Şu anda daha az oynasam da kendimi ek bir oyuncu olarak görmüyorum. Futbol çok süratli ilerliyor: bugün joker oyuncusunuzdur, yarın değişik bir öykü olur ve nizamlı bir oyuncu olursunuz. Kendime inanıyorum ve burada tekrar daha fazla oynayacağımı biliyorum. Burada yalnızca en güzeller var ve ben de en düzgünlerden biri olduğum için buradayım.”

WERDER BREMEN TEZLERİNE YANIT

– Ayrılmayı düşünüyormuşsunuz üzere gelmiyor mu? Birkaç hafta evvel Werder Bremen’in seninle mukavele imzalamak istediği söyleniyordu.

“Werder’in ilgisi var, bu bana doğrulandı. Lakin hiçbir şartta Galatasaray’dan ayrılmayacağım. Transfer benim için kelam konusu değil. Ben bir eş ve babayım, tüm ailem İstanbul’da kendini konutunda üzere hissediyor. Artık bu çeşit kararlar verirken ailemi de düşünmek zorundayım.”

MERTENS HAKKINDA

“Futbolda onun üzere bir kişilikle hiç karşılaşmadım. Dries 37 yaşında, inanılmaz bir mesleğe sahip ve hala her gün idmanlarda elinden geleni yapıyor. Onunla her şey hakkında konuşabilirsiniz. Çok fazla irtibat kuruyor. Dries ve ben bu açıdan birbirimize çok benziyoruz. Biz çok fazla sorumluluk alan iki karakteriz. Bir kadroda bu türlü ve bu türlü kişiliklere gereksinim duyarsınız. Örneğin Osimhen de çok güzel bir adam. Çok arkadaş canlısı ve ayakları yere basan biri lakin fazla konuşmuyor. Ondan bu tıp davranışlar bekleyemezsiniz. Şayet Dries ya da benim üzere davransaydı başkaları şaşırırdı.”

– Osimhen’in Gala’ya transferi yaz aylarında büyük sansasyon yaratmıştı. Hakikaten geleceğini düşünüyor muydunuz?

“Türk medyasında çok fazla temenni var lakin sonuçta bunların birçok gerçekleşmiyor. Alışılmış ki Osimhen ile ilgili söylentileri duyduk. Lakin bir yıl evvel de Sergio Ramos’un geleceğine dair söylentiler vardı. Nitekim gelene kadar Osimhen’i düşünmemiştim bile. Geldiğinde olağan ki çok sevindim. Çok düzgün bir oyuncu ve çok düzgün bir ekip arkadaşı. Onun da burada kendini çok rahat hissettiğini biliyorum.”

– Eski kulübünüz Bayer Leverkusen siz ayrıldıktan sonraki birinci dönemde duble yaptı. Eski meslektaşlarınızdan birtakım tenkitler aldınız mı?

“Tabii ki çocuklar latife yaptı: “Sen gidince sonunda işe yaradı! Tipik futbol latifeleri. Çocuklar ve Xabi Alonso için zalimce memnun oldum. Bayer’de dört kusursuz yıl geçirdim. Düsseldorf’ta yaşıyordum, tüm akrabalarım yarım saat içinde yanımdaydı. Bu türlü bir şeyi dünyadaki hiçbir parayla satın alamazsınız. Bayer’deki beşerler da şahane. Onlara son derece minnettarım. Simon Rolfes, Xabi Alonso, Rudi Völler ya da Fernando Carro İstanbul’a geldiğinde onları kentte gezdiriyorum.”

– Sekiz ay boyunca Xabi Alonso ile çalıştınız. Onu karakterize eden nedir?

“Bazı insanların doğuştan gelen özel nitelikleri vardır. Benim sol ayağım, Jeremie Frimpong’un suratı. Dostum, o çok süratli, inanılmaz! Jonathan Tah’ın fizikselliği, o canavar. Alonso’da ise adam idaresi var. Onu öbür birçok antrenörden ayıran inanılmaz yeteneği bu. Kadrodaki tüm oyuncuları duygusal olarak kendisine yakın tutmayı her vakit başarıyor. Sıradan bir oyuncu için bu o kadar da güç değil. Ancak 23 numaralı oyuncu için o denli. Bu onun muvaffakiyet anahtarı.”

– Hâlâ Alman ulusal ekibine geri dönmeye odaklanıyor musun?

“DFB bugün benden Dünya Kupası’nda oynamamı istese, büyük bir hürmetle şöyle derdim: “Çocuklar, ailemle tatile gitmeyi tercih ederim. Alman ulusal kadrosuyla işim bitti ve artık kendimi onunla özdeşleştiremiyorum. Lütfen, bunun yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Ben Almanya’da büyüdüm ve bu ülkeye minnettarım. Lakin artık Türkiye’de evimdeyim ve ayrılmak istemiyorum. Türk topraklarına ayak basar basmaz kendimi konutumda hissediyorum. İstanbul’daki ömür kalitesini rastgele bir Alman kentiyle kıyaslayamazsınız.”

– Türkiye’de Almanya’dan daha çok neyi seviyorsunuz?

“Düsseldorf’ta dört yıl yaşadım ve komşum bana bir defa bile selam vermedi. “Günaydın” dediğimde bana şöyle baktı: ‘Benden ne istiyorsun dostum? Genelleme yapmak istemiyorum lakin Almanya’daki pek çok insan çok soğuk, çok soğuk. İnanılır üzere değil. Burada, Türkiye’de herkes çok daha sıcak. Bir buçuk yıl sonra mahalledeki herkesi tanıyorum. Geçenlerde konutumun çitinde ansızın bir yangın çıktı. Üç dakika içinde 35 kişi yardım etmek için oradaydı. Düsseldorf’taki komşumun meskeninde alarm çaldığında yardım etmek için terliklerimle dışarı koştum. Birebir anda polis geldi ve bana güya hatalıymışım üzere davrandı.”

“Beşe beş bir maç düşünün. Kadronuz için kendinizin yanına hangi dört eski yahut mevcut meslektaşınızı seçerdiniz?

“Kalede Lukas Hradecky, Leverkusen’de onunla şahane vakitlerim oldu. Defansta kardeşim Jonathan Tah. Lucas Torreira ve ben orta alanda. Ve Victor Osimhen önde.”